30 Mart 2013 Cumartesi

"YALNIZLIĞIM" VE "SEN"

 
 

 
Gerçeği buldum; yine tekrar sana döndüm. İçindeki ‘Sen’i aramanın değilde içindeki ‘Sen’i hayal ederek yaşamanın anlamını, güzelliğini keşfettim...Terkediyorum içimdeki başlayamama veya başlamanın ardındaki sona erişle hüsrana uğramayı...
Hayal ediyorum seni, beni; gerçekte olamayacak kadar büyük bir aşkın içinde...Umduğum sensin çünkü, senin umduğunda mecburen benim...Kimseye mecbur olmadım ben kimsede bana oysa...Kimsenin bir sınırla sevmesini beklemedim, bekleyemem de...Sınırlar hep kendi içinde sınır yaratır bilirim...
Seviyorum seni...İki isim sevmezken hiç, senin adında ikiymiş bunu fark ettim...”Yalnızlığım” ve “Sen”...İkisini de yaşayabiliyorum özgürce nasılsa...Yaşayabildiklerime varım ben...Öncesinde yada sonrasında korku, kaygı, telaş, umutsuzluk olmayan...
Ya bir şarkıdasın ya bir filmde karşılaşıyoruz ara sıra hayallerimin dışında da...Uzakta olmandan üzüntü duyarken öncesinde bunu anlamlandırmanın sevincini yaşıyorum yeni seninle...Güçlü bir hissin benimle mutlu olduğunu ve benimle yaşamak istediğini biliyorum çünkü...
26.01.2009 22:00

Her Gelen Mutlak Gitmeli Nasılsa...

 
 
 
Bana kalsa kimsenin gitmesini istemem ki, sanki getirdiklerini beraberinde geri götürüyorlarmış gibi gelir hep. Öyle kimse dediysem de herhangi bir kimse değil. Hayatına giren ve parmakla gösterebileceğin kimse. Hayatına girmeden kasıtta, özel bir yerde olması gerektiği anlamında değil...Hayatın karşılaşmanı mecbur kıldığı yer ve zamanda, uzun süre veya kısa süreliğine karşılaşmalarda. Belki karşı tarafta da fark edilir şekilde belki de aksi silik bir biçimde... Her gelen mutlak gitmeli nasılsa, hiç yoksa ölüm var ucunda...
Çocukluğumda evimize gelen misafirlerin hiç gidişiyle karşılaşmak istemediğim gibi. İnsanın yalnızlığı, tek oluşluğu her fırsatta yüzüne çarpıyor. Biri tarafından ihanete uğradığımızda da ilk önce karşı tarafı beni yalnız bıraktı diye suçlamıyor muyuz.... glsh (15.03.2011)