Bana kalsa kimsenin gitmesini istemem ki, sanki getirdiklerini beraberinde
geri götürüyorlarmış gibi gelir hep. Öyle kimse dediysem de herhangi bir kimse
değil. Hayatına giren ve parmakla gösterebileceğin kimse. Hayatına girmeden
kasıtta, özel bir yerde olması gerektiği anlamında değil...Hayatın karşılaşmanı
mecbur kıldığı yer ve zamanda, uzun süre veya kısa süreliğine karşılaşmalarda.
Belki karşı tarafta da fark edilir şekilde belki de aksi silik bir biçimde...
Her gelen mutlak gitmeli nasılsa, hiç yoksa ölüm var ucunda...
Çocukluğumda evimize gelen
misafirlerin hiç gidişiyle karşılaşmak istemediğim gibi. İnsanın yalnızlığı, tek
oluşluğu her fırsatta yüzüne çarpıyor. Biri tarafından ihanete uğradığımızda da
ilk önce karşı tarafı beni yalnız bıraktı diye suçlamıyor muyuz.... glsh
(15.03.2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder